Blog

  • Yalnız

    Yalnız kaldığın gün beni hatırla
    Seni seven, öpüp koklayan…!
    Kalbin acıyacak mutlak,
    Boş verdin, dinlemedin, umursamadın
    Yalnız kaldığın gün beni hatırla
    Benim için Değerli olduğun anları
    İş işten geçmiş olacak
    Kendinle, yalnızlığınla kaldığın an,
    Yalnız kaldığın gün beni hatırla,
    Yalnız kalmadığın anlarda,
    Beni bıraktığın yalnızlığımla
    İş işten geçmiş olacak,
    Baş başa kaldığın yalnızlığınla.
    Yalnız kaldığın gün beni hatırla
    Seni düşünen
    Ama düşüncesiz sandığın,
    Her zaman yanındaydı
    Seni seven …!
    Yalnız kaldığın gün beni hatırla,
    Değer verdiklerinin en altında gördüğün
    Değersiz övdüğün,
    Değerinden ödün verdiğin tek adam, …!
    Umursamıyorum gerçi , yalnız kaldığımı
    Yalnızlıklarımı,
    değer verdiklerime değer veriyorsun çünkü.

  • Şiir

    Bir esinti geçer içimden
    Dökülür dilimden şiir olur
    Kalpten beyne yol olan çizgiyi çizen el olur
    Gözün gördüğüne kalp mühür vurur.
    Bunun adına yakışan aşk olur.
    Dile gelsin kalp, haykırsın gözler
    Dinlemesin beyninin söylediğini
    Duymasınlar kalp ve gözler
    Öyleyse dökülün dilimden dizeler.
    Susmayin heceler, anlatın durmadan
    Sevdama şahit olun,anlasın mantığım
    Rahat bıraksın Kalp ve gözleri
    Tutkulu sevdam iz bırakır derinden
    Anilar acı tatlı bazen akar derinden
    Silmek sadece bana kalsın.
    Geçmiste kalmış acıları,
    Yaşatmak sana kalsın o tatlı anıları

  • Gülüm

    Ölüm ne güzeldir ölüm gözlerinde gülüm
    Bir damla yaş olup akıp gitmek gülüm
    Durmak sessizliğinde sakince gülüm
    Akar boşluğa gider anlamsız her günüm
    Anlamı yok anlamaya çalışmanın
    Sakince seni beklerim gülüm
    Bırak kaderimin çizdiği yolda gideyim
    Engel olma gülüm
    Usandım artık çaresizliği yaşamaktan
    Çareme engel olma gülüm
    Gittiğim yolun engeli olma
    Varlığın yokluguma engel oldu gülüm
    Duramam artık gitmem gerek
    Gideceğim yerde bekleyeceğim gülüm
    Yorgundu her günüm yılmıştım
    Bırak sonsuzluğa akayım gülüm
    Seni Sarıp sarmalamak gibi
    Sarayım sımsıkı sonsuzluğu gülüm
    Bırakmazsın biliyorum çaresiz Kalacaksın
    Gitmek zamanım gelmişse eğer
    Mecbursun Bırakacaksın,
    Üzülmek anlamsız olacak
    Gittiğim yer benimdir gülüm….

  • Hasret

    Ölümün derin durgunluğu
    Mezarın sakinliği
    Ne zaman bulacak bizi?
    Bekleriz hasretle o yanlızlığı
    Ruhumuzun huzuru elbet birgün olacak
    Belki bugün belki yarın
    Dünyanın ağırlığı son bulacak
    Hafiflermiyiz bilinmez
    Günahlarımız sevaplarımız tartıda,
    Zaman içine alır yok eder sonsuzluğu
    Akıp gider hayat kurutur suskunluğu
    Belki derin bir kuyu belki zirvesi olan bir dağ
    İçinemi çekecek kuyu zirveyemi taşıyacak
    Her halükarda beklenmeyen olacak
    Bilemeyiz sonumuz sonunda ne olacak !

  • Şehir

    Ayın ışıkları vurur şehrin üstüne
    Şehir kendi halinde ışığa hapsoluyor
    Saklar Her köşe Gizem dolu karanlığı içinde
    Göremediğim yerde neler yaşanıyor
    Bilinmezlik bana oyun oynuyor
    Akıp sokaklara yağmalar gibi
    Dökülen insanlar sarhoş ve başıboş
    Avare dolaşıyor.
    Sokaklar bekler yanlız kalmayı
    Ayın umursamaz tavrı caresiz bırakır sokakları
    Uyu artık bekleme çareyi beyhude
    Kıramazsın ayın inadını
    Güneş kırar Ancak doğduğunda
    O zaman ay başlayacak çaresizliği yaşamayı
    Günün sonuna kadar Mecburen kaybolacak

  • Andaval

    Bir hayal bin hayali yok eder sanki
    Durmuş imrenerek bakar andaval
    Sessiz ve derinden kıskanç benliği
    Durmuş İmrenerek bakar andaval
    Kelimeler cümle olup Dökülür dilinden
    Manasız manasız söyler andaval
    Anlamsız karektersiz bir yorum
    Peltek diliyle söyler andaval
    Çaresiz hapsolmuş sessiz bir duruş
    Bozulur mu bozulmazmi bilmez andaval
    Gereksiz manasız belki varoluş
    Anlam katmaya çalışır,
    Yerinde dilinde bir an beyninde
    Varmı yokmu bilmez, andaval
    Cümleye dökülmez o kelimeler
    Nereden başlayacağını bilmez andaval
    Gururlu gurursuz belki o bakış
    Hedefe varırmı bilmez andaval
    Manalı bir bakışa dönüşür
    Manayı bilmez andaval
    Yanlış söz Söyleyen sözün esiri
    Yanlış söz nedir bilmez andaval
    Doğruyu görmeyen kör olmuş belli
    Körün halini bilmez andaval
    Söyleneni duymayan sağırmış gibi
    Bir oraya bir buraya bakar andaval

  • Anam

    Anam! anam! anam!
    Geçmedi gözünde geçmedi zaman
    Biz hala cocuk, biz hala bala’n
    Bizlerin üstünde hep oldu çaban
    Geceleri bizden sonra uyudun
    Sabahları hep bizden önce kalktın
    Sabırlıydın Bıkmadın usanmadin
    Yemedin yedirdin içmedin içirdin
    Hastalıkta baş ucumuzda Sabahları ettin
    Helal et hakkını
    Hakkın kesinlikle ödenmez.
    Tez canlı biraz heyecanlı
    Hep kaygılı,hep düşünceli
    Bırakmadın hiç tasalanmayı
    Rahat etmen gerek otur yerinde
    Evlatların olsun hep Hizmetinde
    Düşünme artık tasalanma sen
    Büyüdük hepimiz büyüdük artık
    Büyüdük üzerimizde olan sevginle
    Şimdide torunların neşe kaynağın
    Onları düşünmeden edemiyorsun
    Eksik olmayan, tasa ve kaygı
    Bizlerle beraber onlarada bulaştı.
    Nerde?nasıl? ne yapıyor?acaba!
    Sorduğun hep aynı bu sorularla
    Rahatligi kendine çok görüyorsun
    Anamız,canımız,
    biz hala senin cocuklarınız.

  • Mezar

    Ölüm mezarda son bulur
    Sonsuzluk başlar gözünü kapadığın anda
    Dağılır tüm benliğin sadece kendin
    İki metre kare bir çukurda
    Hayatını sorgularsın derin derin
    Diğer tarafta neresi yerin?
    Bir ordan bir burdan çıkamazsın bu çukurdan
    Dönüşü yok bunun kaldın çaresiz.
    Beklemek çaresizliği nöbetçi gibi
    Beklemek anlamsız gibi
    Beklemek iki metre kare bir çukurda
    Ölüm değildir seni o çukurda tutan
    Gerçeğe gözün açıldığı an
    Yalandır sana kalan Bakar durursun
    Anlamsızca bakışlarla haline
    Pişmanlık seni bulur bir anda
    iki metre kare bir çukurda
    Düzeltmek için nelerini vermezdin aslında
    Kaldığın yerden başlasan keşke
    Son pişmanlık,pişmanlığın en büyüğüdür
    Hakettiğin sadece senin son günündür.

  • Vatan

    Anası, askere yolladı parmakları kınalı
    Dedi oğluna orası peygamber ocağı
    Vatan sana emanet kor düşürme toprağına
    Hakkımı helal etmem bakmazsan vatanıma
    Dedi kınalı mehmet sen merak etme ana
    zor olsada emânet emanet Vatan bana
    Allah’ım verdi canı kanımla sularım toprağı
    Dönüp arkama bakmam veririm aldığım canı
    Mehmet gitti sınıra nöbet sırası onda
    Düşman pusu bekler Mehmet’in karakolunda
    Sarar etraflarını askerin haberi yok
    Nöbetçi mehmet görür düşmanın cüretini
    Biran tereddüt etmez hemen çeker tetiği
    Sağı solu hep düşman durmadan saldırıyor
    Şehadet şerbetini içme zamanı geldi
    Anasına söz verdi kor düşürmem ben dedi
    Düşmanın insafı yok insanlığıda gitmiş
    Göhsünü siper eden Mehmet’i şehit etmiş
    Annesi o anda olduğu yere çökmüş
    Mehmet’in şehadeti gözlerine görünmüş
    Açmış elini havaya nemutlu şimdi bana
    Şehit anası oldum bayramdır büğün bana
    Gözündeki yaşları silip ayağı kalkmış
    Pencereyi açıp mahalleye haykırmış
    Oğlum şehit oldu ben şehit anasıyım
    Emdiği süt gibi Helaldir oğluma hakkım.

  • Bebek

    Bir noktadan bir hayat oluşur bedeninde
    Bağın çok güçlü bağlar ikinizide
    Yaşadığın acı tatlı anıları içindeki hisseder
    Büyür durmadan içinde umutlarınla beraber
    Gelecek,kimbilir neler getirecek
    Düşüneceksin onun için hiç durmadan
    Yaşayacaksınız biran Hesap sormadan
    Hayatın güzelliğini onun için istersin
    Gam keder hüzünleri nedense çekeceksin
    O gün geldiği an alınca kucağına
    Yüreginde coşkuyla basacaksın bağrına
    O artık muhtaç sana her zaman Yaşayacak
    İhtiyaç onun için Yemek, içmek, uyumak
    Sadece sevdiğin için Yaptığın fedakarlık
    Hiç durup dinlenmeden yapacaksın Analık
    O gün gelmesin,büyümesin istersin
    Hep yanında olsun,bırakma der iç sesin